Bu sabah bundan sonra hiç uyanmak istemeyeceğimiz bir güne uyandık. İlk olarak Gazze yardım gemisine yapılan saldırıyı duydum, ardından İskenderunda ki deniz üssüne yapılan saldırıyı. Sabahtan beri yaklaşık 6-7 saattir haberleri gözümü kırpmadan takip ediyorum. Terör devleti İsrail’in fütursuzca yardım gemisine saldırması insanlık adına kabul edilir bir husus değil. Yine aynı şekilde Suriye sınırlarından gelen terörün İskenderun’daki denizcilik üssüne roketli saldırı açması ve 6 şehit vermemiz çok üzücü. Sanırım bir tanese şehit askerimizde memleketim Giresun’dan. Allah tüm şehit ailelerine sabırlar versin.
İşin garip tarafı Başbakanımız yurt dışında, yine aynı şekilde Genelkurmay başkanımız da yurt dışında. Dışişleri bakanı sayın Davutoğlu’da hakeza öyle. kıscası konularla ilgilenecek tüm organlar yurt dışında. Vatandaş olarak aklımıza acaba günler önceden mi planlandı diye aklımıza gelmiyor değil.
Bu iki olayın dolaylı ya da dolaysız birbiriyle bağlantıları belgelerle ispatlanırsa durum çok vahim. Bu resmen savaş sebebi olur. Hiç bir ülke hiç bir ülkenin ulusal sınırları içerisinde hele ki ordusuna silahlı saldırı yapamaz ki yaparsa da uluslar arası hukuka göre savaş sebebi sayılmaktadır.
Önümüzdeki günlerde de gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz. İşin açıkcası bu sefer israille ilişkiler geri dönüşü olmayan bir yola girecek. Umarım sayın Başbakanımız Osmanlı ya yakışır bir tavır sergiler.
Görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler…
R. Tayyip ERDOĞAN bu çirkin olayın üzerine tam kıvamında sertlikle cevap vermiştir. Hem kamuoyunun beklentilerini yerine getirmiş, hem de uluslararası basında Türkiye’nin haklılığını tüm dünyaya bir kez daha duyurmuştur.
İskenderun’da meydana gelen terör saldırısının ardından hemen bu devlet terörürün meydana gelmesi çok anlamlıdır. İsrail ile PKK’nın ilişkisi ortaya çıktığı an, Türkiye üzerine düşeni yapacaktır.
Hayatını kaybeden gemideki vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.