0

Sevgilerimiz, hayranlıklarımız putlaştırılmamalı

              putlaştırmak

  Gündelik hayatta bir çok kez sevgilerimizden, sevdalarımızdan, hayranlıklarımızdan bahsederiz. Kimi zaman bir futbol takımına, kimi zaman bir siyasi lidere, kimi zaman bir tarikat liderine…

                İnsan sevdiğinin her sözünü, her hareketini sorgusuz sualsiz kabul etmek ister. Hatta bazen sevgilerimizi öyle boyutlara getiririz ki Allah’a ait olan sıfatları yükleriz onlara. İşte tam olarak putlaştırmak, dolayısıyla şirk’e düşmek bu noktada devreye giriyor.

                Gündelik hayatta irili, ufaklı bir çok kez şirke düşüyoruz aslında, bunların büyük bir çoğunluğunu bilmeden yaparız. Geçen günlerde sosyal medyada dolaşırken çok üzüldüğüm bir paylaşıma denk geldim. Bu paylaşım da müslüman, genç, üniversiteli bir bayan profilinde  şöyle yazıyor.

                “Biz O’nun hanesinde çıkan ekmeğe kıyıp, belki eli değmiştir diye parçalayamazken bize hala soruyorlar aşık mısınız diye? Sizde görseydiniz ela gözlerini bakalım Mecnun mu olurdunuz Şems mi? Denemek bedava irtibat kafile sorumlusu”

                Belki de bu hayatta Peygamber Efendimiz SAV’e bile bu şekilde methiyeler düzemeyen bizler, çok sevdiğimiz bir kişiye karşı böyle cümleleri çok rahatlıkla kurabiliyoruz.

                Zira ben hoca değilim, alim değilim, sadece basit bir kulcağızım. Ama aldığım, bildiğim, okuduğum küçük bir bilgiye göre “Müslüman genç bir bayan, kendisine mahrem olan bir erkeğin gözlerine (ela) bakarak Mecnun ya da Şems olamaz.” diye biliyorum.

                Yine gündelik hayatta hayranlık duyduğumuz siyasetçilerin, futbol takımlarının yanlışlarını kabullenmemek, yanlışını bile doğru bir şekilde savunmak kısmi bir putlaştırmadır.

                Müslüman; iyiyi, doğruyu, faydalıyı ve adaleti, kötülükten, yanlıştan, zararlıdan ve zulümden ayrı tutan kimsedir. Kur’an ve Sünnet çerçevesinin dışına çıkmamalıdır.

                Allah’a doğrudan, samimi bir inanç ve dua ile tevbe ederek yaklaşmak yerine kendisini “ela gözlerde” kaybetmek suretiyle, kaybolduğu yerde Şems’in Allah’a olan aşkını bile beğenmemeyi tercih etmeyenle şirk’in dibine vurmuştur.

                İslama, devlete, millete faydası dokunan, Allah rızası için çalışan başarılı siyasetçilere, Kur’an ve Sünnet çizgisinden çıkmayan başarılı ilim adamlarına, kendisine değil de Allah’a davet eden Allah dostlarına, fanatizm boyutuna getirilmeye futbol taraftarlıklarına saygım her zaman sonsuzdur.

                Rabbim, sevgimizde ve düşmanlıklarımızda bizi ölçülü eylesin. Yaptığımız işlerde adaleti elimizden bıraktırmasın. Zira Allah (cc) “Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının” diye buyurmuştur.

                Vesselam…