Geçtiğimiz haftasonu Eğitim fakültesinde okuyan bir arkadaşım ve grubunun bir projesi gereği Konya’mızın Ilgın ilçesine bağlı Dereköy köyüne gittik. Projeden kısaca bahsedeyim isterseniz ; projenin esası Ilgın ve çevre köylerine ait kitap hazırlamak. Dereköy ise bizim arkadaşlara aitti. Gelenek, görenek, düğününden tutunda, cenazelerine kadar kitaplaştırılacaktı.
Köyde iki gün kaldık, Köy Muhtarı Himmet dayı bizimle birebir ilgilendi, bizi bir gece evinde misafir olarak ağırladı.
Orada şunu gördüm gerçekten Anadolu insanı tek millet, Türk, kürt, laz, çerkez, zaza ayrımı yapılamaksızın tek millet. İnsanlar o kadar cana yakın ki, kimin kapısını çaldıysak, kime selam verdiysek görülmeye değer bir sevgi seliyle karşılandık. Herkesin yüzünde bir ışık, bir temizlik vardı. Şehrin kirliliğle yüzlerinde ki nurlar gitmemişti.
Muhtarımız sağolsun evinde bizi en güzel şekilde ağırladı. Hanımı ve çocuklarıyla beraber iki araba 20 km aşağıdaki Ilgın’a kaplıcaya gittik gece. Hayatımda hep duyardım bu kaplıca lafını, hatta okulda derslerde bile okumuştuk ama hiç gitmemiştim kaplıcaya. İlk kez o akşam gittim ve gerçekten anlatılmaz güzelllikte. Kaplıcada ilk defa girdiğim için fazla dayanamadım ve 45- 50 dk civarı kaldım ve çıkmak zorunda kaldım.
Neyse bu kadar yeter, bir kaç tane de fotoğrafımı paylaşayım isterseniz :) Gittiğimizin kanıtı olsun :)
Minareden çekilen genel bir görünüm
Muhtarın bize köy odasında ikram ettiği köy yemekleri (İnanılmaz lezzetleri vardı)
Köy Muhtarı Himmet dayı
ve bendeniz… Köyde ineklerin tuz yalamak için “yalak taşı” dedikleri taşın üzerinde çektirmiştim bu fotoğrafı :)
Son Yorumlar