0

Sevdiğinin yaptığını yapmak

Kur’an ve Sünnet, hayatımızın vazgeçilmez iki ölçüsü. Kur’an bilgi ve mucize, Sünnet ise Kur’an’ın manaya bürünmüş, eyleme dönüşmüş hali. Ben hoca değilim, din alanında ciddi bir eğitimim de yok. Bu yazıyı bir bilgi ve fetva kaynağı olarak okumak yerine hissiyatlarımızı paylaşmak olarak düşünebilirsiniz. Bu yazıyı okuyan hocalarımdan özür dileyerek başlamak istiyorum.

Sünnetin tartışıldığı, “Sadece Kur’an yeter” cümlelerinin çok yüksek sesle konuşulduğu bir dönemde yaşamaya çalışıyoruz. Burada Kur’an ve sünnetin öneminden de bahsetmeyeceğim, ikisi de birbirine kenetlenmiş asla ayrı düşünülmeyecek kadar bir ve bütün bir hakikat. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) yaşayan bir Kur’an’dır. Bunun aksi zaten düşünülemez…

Sünnet, en kısa yorumuyla Efendimiz’in yaptığı eylemlere denilir. Bugün maalesef dinimizi çoğu zaman simgesel ve sembolik ritüellerle yaşadığımız için mana olayını kaçırıyor hatta fetva tarafından kalıyoruz. Ama sünnetin fetvasından çok mana tarafından algılarsak çok başka bir ‘anlam’ buluyor insanın hayatında.

Bugün bir davranışı sırf Peygamber Efendimiz SAV yaptı diye yapmak, o sevdi diye sevmek, o uzak durdu diye durmak çok daha anlamlı. Şöyle düşünelim çok sevdiğiniz, en çok sevdiğiniz birisi var. O’nunla yol yürüyor, onunla geziyor, onunla anılar biriktiyorsunuz. Sırf o yoldan yürüdünüz diye o yoldan yürüyorsun, O’nun sevdiği meyve suyunu seviyorsun, O’nun sevdiği müziği dinliyorsun, sevdiği yemeği yiyorsun. Sırf o sevmedi diye bir daha o kıyafeti giymiyorsun. O istemedi diye birinden uzak kalıyorsun. Sevgi böyle bir şey zaten. Çok insani bir şey, insan sevince bunları böyle yapar. Bunun bir eğitiminin alınmasına gerek yok.

İşte aslında Peygamber Efendimiz SAV’in sünneti de tam olarak böyle. Gelmiş geçmiş en hayırlı insan olan, insanlığın en sevgilisi Hz Muhammed SAV’i sevdiğimiz için yaptıklarını yapmaktır sünnet. Sahabenin yaptığı gibi “‘taşa oturmak’ sünnet demek değil de, sırf o oturduğu için, hatırası olduğu için o taşa oturmaktır sünnet..” ikisi arasında ‘aşk’ farkı vardır. Birisi fetvadır, diğeri manadır.

Sevdiklerimizin için bugün yaptığımız fedakarlıkları, sevmeleri, vazgeçmeleri gözden geçirdiğimiz zaman Efendimiz SAV’in sünnetine sımsıkı sarılmak, sırf O yaptı diye yapmak, o eylemde O’nu düşlemek insanın içini kıpır kıpır yapmaz mı?

Düşünsene sırf O yaptığı için bir şey yapıyorsun..

Hadi şimdi bugün Efendimiz (SAV) yaptığı için bir şey yap.. En basitinden “Tebessüm, sadakadır” hadisinde ki gibi sırf O tebessüm etti diye karşındakine tebessüm et.

Size bir şey söyleyim mi?

Bu dünyadan göç ederken bile “Ümmeti, ümmeti..” diyen, “Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim” diyen Efendimiz, Sevgilimiz, Son Peygamberimiz, En güzelimiz, Hz Muhammed (SAV) için O’nun sevdiklerini sevmeye, yaptıklarını yapmaya, sevmediklerinden uzak durmaya değer.

Vallahi değer, billahi değer..

Ne dersiniz belki bir gün sırf o gezdi diye Mekke ve Medine sokaklarında birlikte gezeriz. Dua yerine geçsin inşallah..

25.11.2022

Hep Düşünür Bazen Yazar